ATELIER VERSACE - Donatella Versace bu kez koleksiyonunda klasik slüetleri keskinleştirerek altın detaylarla buluşturmuş. Ardından koleksiyonun farklı bölümüne geçiş yaparken flörtöz pilili etekleri ceketlerle sunan Versace kızları sona doğru çoçuksu pembeler ve civciv sarılarıyla karşımıza çıktı. Elmas, kaya kristali ve yarı değerli taş parçalarının nakışla işlenerek ağırlaştırılmış şifon ve vizon birlikteliği alçak platformlu şeffaflıkla tamamlanmış.
DIOR - Raf Simons`ın tomurcuklanan çiçekleri ve umutlu yeniden doğuşu orman manzarası eşliğinde sunuldu. Ünlü mankenler şova kırmızı ışıltılı dudakları ve kısa saçları eşliğinde organze ipek, siyah saten bir bantla tutturulmuş büstiyer uzun elbiseyle başladı. 1947 yılından esinlenerek hazırladığı ceketlerini yalın pantolonlarla kombinledi. Romantizm ötesinde şık elbise kesimleri, farklı kumaşları, beklenmedik renk kombinasyonlarıyla sergisine devam ederken, tül balon elbiselerine ilave ettiği üç boyutlu nakış işlemeleri, dar paçalarda oluşturduğu lookları ve tül eldivenleriyle masalsı bir son yaşattı.
GIAMBATTISTA VALLI - İtalyan büyükelçiliğinde gerçekleşen gösterinin açılışı yırtıcı kedilerden ( vaşak, kaplan, leopar, benekli yaban kedisi ) alınmış ilhamlı tasarımlarla başladı. Siyah tülden gizemli katmanlar, koyu renk nakışla oluşturulan ayrıntılı ve örgülü kafes işiyle defilenin ortalarına kadar gelen mankenler defile sonunu Giambattista Valli`nin hep sadık kaldığı couture stili, pembe ve leylak tonları arası limitsiz bir yırtmaçtan açığa çıkan dar paçalı pantolon, zarif gümüş işlemeler ve çiçekli bronz bahar dallarıyla hazırlanan aksesuarlarla noktalandı.
CHANEL - Karl Lagerfeld`ın bir Akdeniz sahil ormanında mankenlerin dikkat çeken kuş tüyü kirpikleri eşliğinde Alman romantizmini dramatik dokunuşlarla anlatmış. Dantel ve yılan derisininden tasarlanmış yüksek boyutlu çizmelerle tamamlanan beyaz döpiyesli Chanel kadını defilenin sonuna doğru kendini kırmızı, siyah ve beyaz çiçek baskılı payetli elbiselerle gösterdi. Karl`ın tasarımlarını ilk gördüğümde aklımda beliren soruyu şimdi size sormak istiyorum. Sizce de Chanel kadını gitgide asileşmiyor mu?
JEAN PAUL GAULTIER - Gaultier koleksiyonunun ilhamını Hintli çingenelerden alınca ortaya hayli renkli ve çok parçalı bir şov çıktı. Defile, geniş çizgili iki tonda elbiselerle ve tamamlayıcı renkli kalın kemerlerle başlayıp, Hint tanrılarından ve bölgesel erkek elbiselerinden esinlendiği tasarımlarla devam etti. Renk paletinde bulunan baharat tonlarını ( safran tonları, zerdeçal, kakule ve biber ) kullanarak hintli gelinlerin geleneksel gelinliklerinden tasarladığı kıyafetlerle şovunu sonlandırdı.
ULYANA SERGEENKO - Stiliyle çok konuşulan Ulyana şimdilerde kendi markasıyla gündemde yer alıyor. İkinci kez couture haftasında yer alan modacı öncesinde ise prezantasyon ile koleksiyonlarını tanıtıyordu. Defilesine bakıcak olursak, Rusya`nın kırsal kesimlerinde yaygın olan stili kendi tarzıyla harmanlıyarak moda severlere sunmuş. Renk tercihleri ise toprak tonları, siyahlar ve kırık beyazlardan oluşuyor. Defilenin sonlarına doğru yeşili ve kırmızıyı satenle birleştirmiş. Yüksek platformlar ise taba rengiyle tüm koleksiyonu tamamlamış. Bence Ulyana Sergeenko yavaş yavaş moda dünyasına adını altın harflerle yazdıracak.
VALENTINO - Maria Grazia Chiuri`in "Biz gerçek bir rüya yaratmak istedik" diye koleksiyonundan bahsetmesinden de anlaşılıcağı üzere masalsı bir şov bizi karşıladı. Aynı zamanda couture haftası için mükemmel bir son oldu. Defile "ironwork" işleme olarak bilinen bir teknikle uygulanmış tasarımlarla başladı. Özelliklede siyah ironwork işlemeli tül pelerin çok dikkat çekti. Gösteride sona yaklaşılırken gümüş işlemeleriyle bilinen Sun King dönemine ait motifler, çiçek desenleri, beyazın her tonu, şifonlar romantizmi ve kusursuzluğu sunarak defileyi sonlandırdı..."
No comments:
Post a Comment